Her güç dengeyle sınanır; her denge adaletle korunur. Tek güce teslim edilen dünya, insanlığın ortak vicdanını kaybetme riski taşır.
Tek merkeze teslim edilen bir dünyanın tehlikelerini, doğanın denge yasası ve ulus devletlerin adalet içindeki rolüyle yeniden düşünün.
Tekliğin Yanılgısı
“Tek devlet, tek millet, tek bayrak” sloganları kulağa birliği çağrıştırır gibi görünse de, aslında doğal dengeye aykırı bir yanılsamadır.
Bir bahçede yalnızca bir tür bitki yetişse, o bahçe kısa sürede hastalanır.
Çünkü aynı kök, aynı topraktan hep aynı minerali çeker ve toprağı fakirleştirir.
Dünya da böyledir:
Tek bir merkezden yönetilen insanlık, sonunda tek bir hatanın bedelini hep birlikte öder.
Tarih, tek gücün felaket getirdiği örneklerle doludur.
Antik imparatorluklar büyüdükçe halklar ezildi, insanlık onurunu yitirdi.
Merkezi kararlar, halkların nefesini kesti.
Gücün zirvesine çıkanlar kimseye hesap vermez oldu;
hatta kendini tanrı ilan eden krallar bile çıktı.
Bugün “tek dünya düzeni” adı altında sunulan fikir,
aynı hatayı daha büyük bir ölçekte tekrarlama tehlikesi taşır.
Bir gün o tek gücü elinde tutan irade yozlaşırsa —
kim kimin için adalet ister?
Kime şikâyet edilir zulüm?
Kimin sesi yankı bulur?
Ulus Devletlerin Vicdanı
Güney Kore örneği bu soruların cevabıdır:
Bağımsız devletler olmasaydı,
baskı altındaki bir halkın sesini dünyaya kim duyurabilirdi?
Eğer ulus devletler, birbirinin vicdan aynası olmasaydı,
insanlık kendi hatalarını kimden öğrenebilirdi?
Ulus devletler, birbirini yok etmek için değil, dengelemek için vardır.
Dengenin Yasası
Doğa dengeyle var olur; her güç başka bir güçle sınırlandırılır.
Gecenin karşısında gündüz, yazın karşısında kış vardır.
İnsanlık da bu yasadan ayrı değildir.
Bir devletin gücü, başka bir devletin özgürlüğünü tehdit ettiğinde,
karşısında duracak bir başka egemen ses olmalıdır.
Bu karşılıklı denetim, savaş için değil,
barışın sigortası içindir.
Gerçek adalet, merkezi bir buyruğun değil;
evrensel hukuk biliminin, vicdanın ve ortak insanlık aklının ürünüdür.
Ulus devletler, bu vicdan zincirinin halkalarıdır.
Birinin vicdanı zayıfladığında,
diğeri devreye girer —
ve insanlık terazisi dengede kalır.
Kadim Milletlerin Sorumluluğu
Kadim milletler, geçmişin bilgeliğini taşır.
Onlar yalnızca eski kültürlerin mirasçıları değil,
adalet dengesinin yaşayan hafızasıdır.
Türklerin töresi, Çin’in uyumu, Hint’in dharması, Afrika’nın ubuntu felsefesi —
hepsi aynı çağrıyı yapar:
“Güç denetlenmezse yozlaşır;
denge, adaletin teminatıdır.”
Bu yüzden her millet, kendi kökünde ve kendi vatanında özgür kalmalı,
ama aynı zamanda insanlığın hukuk ağında sorumluluk taşımalıdır.
Bir devletin yükselişi, bir diğerinin ezilişiyle değil,
ortak dengedeki uyumuyla ölçülmelidir.